Olimpos’a ilk defa 1997 yazında gelmiştim. O zamandan beri de Olimpos’tan kopamadım. Çok fazla geldim bu “eski” cennete. 70’lerde sadece 30 kadar Yörük’ün yaşadığı bu sahile, tek tük yabancı turistler gelmeye başlamış. Açılan ağaç ev pansiyonlarla 90’ların ortasında bu cennet keşfedilmeye başlamış.
Avustralyalı ve Yeni Zellanda‘lı öncü seyyahların “keşfedilip” turizme kazandırdıkları Phuket, Loas ve Filipinler’deki bazı sahiller gibi Olympos da onların elinde Dünya’ya açıldı desem abartmış sayılmam.
Şimdi sadece Türklere açık büfe yemek vermekle yetinen Türkmen Tree Houses’da 90’larda mutfak ve barın başında bir Avustralya’lı vardı. Adı Daniel‘di sanırım. Olympos tarlayken, Kiwi‘ler garsondu yani:)
Olimpos, antik şehri ve kumsalına yer yıl yumurtlamaya gelen Carette Caretta’ları sayesinde iyi korunmuş bir yer. Tüm alan 1972 yılında Olimpos Beydağları Millî Parkı ilan edilerek korumaya alınmış. Betonarme yapılaşma, sahilde ve tüm bölgede yasak.
Olimpos’u en eski halini görmüş birinden dinlemek isterseniz işte güzel bir kaynakça.
Olimpos’ta nelere şaşırdım?
Antik Likya Yolu
Kate Clow, ilk defa 1988’de yürüdüğü Likya Yolunu, 1999’da kendisinin girişimleriyle Dünya Turizmine kazandırdı. Parkurun bir ayağı da Adrasan-Çıralı arasında Olimpos’dan da geçiyor. Ben bu etabın bir kısmını ilk defa 1997’de yürüdüm.
Antik medeniyet merakımı fitilleyen bir olaydır. 2.000 yıl önce Likya’lıların yürüdüğü izleri takip etmek, Türkiye’nin en güzel doğalarından birinde yürümek büyük bir zevk. Her ölümlü tatmalı. Likya Yolu artık her yıl 30 bin kişinin yürüdüğü, Dünya’nın en uzun ve iyi yürüyüş parkurlarından biri.
Olimpos-Adrasan etabını yürümek ilkbahar ve sonbahar daha rahat zamanlar. Yanınızda kişi başı 2-3 lt. su almanız lazım. Musa dağı çıkışı kolay değil. Ağırlıksız daha rahat yürürsünüz. Yolda insan veya insan izi Adrasan’a inene kadar yok. Çok su alın yanınıza demiş miydim? Petek az suyun verdiği sarhoşlukla kaktüs meyvesini avuçladı. Adrasan’daki köylü kadınlar zeytin yağı getirdikten sonra çok kızdı:)
Adrasan-Olimpos tekne turu
Son yıllarda her gittiğimizde yaptığımız bir tur. Küçük Peace & Love adlı teknesiyle karısıyla tur yapan Emin kaptan‘ın müdavimiyiz (Adrasan, 0 532 775 97 45). Öğle yemeği ve ikramlarıyla kişi başı 50 TL‘ye güzel bir gün geçirebilirsiniz. Yeterli kişiyi tutturunca arayıp kendi turunuzu da yapma şansınız var.
Tekne turuna 8-10 kişi ile çıkıyorlar. İki tane rota var birincisi Adrasan-Korsan Mağarası, diğeri Adrasan, Akseki, Sazak, Porto Ceneviz ve Korsan koyu turu. İkisi de birbirinden şahane. Birbirinden pervane 🙂 Bir bakışsınız tekneyle bir yarıktan mağaraya burnunuzu sokmuşsunuz, bir bakmışsınız turkuaz sularda balıkların peşinden yüzüyorsunuz.
Fotoğraflar yeterince anlatacaktır derdimi 🙂
Sonbaharda Çıralı’da bisiklet sürmek
Çıralı’da günlük veya saatlik bisiklet kiralayarak etrafı keşfedebilirsiniz. Belki de pek kimsenin bilmediği Maden koyuna gidersiniz? Eylül-ekim aylarında hızlıca geçen yağmurlardan sonra böyle manzaralar görünce şaşırmak serbest:)
Olympos antik şehrini keşfetmek
Her geldiğimde başka görmediğim bir yerini keşfetmekten sıkılmadım. Orada bir yerlerde defne ağaçlarının arasında bir tiyatro çıkabilir karşınıza. Defneleri kopara kopara gezebilirsiniz:)
Dünyanın ilk meclisinin kurulduğu Likya birliğinin üç oy hakkına sahip önemli bir şehri olan Olympos, M.Ö. 100 yılından 13. y.y’a kadar canlı bir şehirdi. Osmanlı’dan sonra bu şehir ve insanları sırra kadem basmış. Kaya mezarları her Likya şehrinde olduğu gibi burada da var.
Şehirin doğu kısmı bir depremle 1 metre kadar sular altında kalmış. Halen antik Olympos şehrinin bir kısmı sular altında.
Balıkçı Ahmet ve Murat’la tanışmak
Yüzerken teknelerine balık gibi düştük, bize ev yapımı şarap ve incirle konuk ettiler. Videosu yolda. Youtube kanalımızdan takip edebilirsiniz. Ahmet ve Murat, Olimpos’ta balıkçılık yapıyor. Burdur’da oto tamircisiyken işi bırakmış Ahmet. Çok sevdiği balık tutmak mesleği olmuş. Öyle güzel bir meslek değişimi duymadım daha. Olimpos kayalıklarında veya Porto Ceneviz koyunda teknesi Ilgaz‘ı görürseniz kendisine selamımızı söyleyin lütfen.
Olimpos’ta nerede kalıyorum?
Eski Gypsy, Yeni Varuna
Olimpos’a 1996 yılında ilk defa gittiğimde Gypsy‘nin üstü açık çatısına kurduğum çadırda kalmıştım. 2000 öncesi gidenler bu mekanı ve sahibi Oğuz Abi‘yi hatırlar. Çalışanlar olmadığında dolaptan herkes kendi birasını alır, kendi adisyonuna yazar çıkış yaparken de indirimle beraber öderdi. Öğrenci ve gezgin dostu bir yerdi. Gypsy Bungalow’un şimdiki adı Varuna. Varuna haliyle hiç kalmadım.
Türkmen Tree House
Yüksek müdavim özelliğim sayesinde yaklaşık 10 yıl Türkmen Tree House‘da kaldım. Eskiden yatak sayısı 100 iken 400’e çıktıktan sonra gitmez oldum. Sabah akşam açık büfe, bol çeşit, orta kalite yemek sunuyorlar. Gözü doyurduğu kesin. Yüksek sezonda çok kalabalık olan bir yer. Artık daha çok Türkler tercih ediyor. Fiyatları diğer benzer konumdaki yerlere göre daha düşüktür.
Kadir’s Tree House
Kadir’s Tree House‘da farklı zamanlarda iki-üç kere kaldım. Olimpos’taki en eski, en önce, en popüler mekan. Bir yangında tamamen yandı, küllerinden yeniden doğdu. Dünya’nın her tarafından insanlar yapımı için Olimpos’a gitti. Öyle efsane bir mekan. Dünya’nın en iyi ağaç evleri arasında bile gösterilen bir mekan Kadir’s Tree House. Bu da linki.
Ben yemeklerini pek beğenmediğim için ve ağaç evlere yakın barın gürültüsü sebebiyle fazla tercih etmiyorum.
Kadir’s Tree House Kışın gidilirse kalınacak en iyi opsiyon olabilir.
Heryer boşken Kadir’de kaya tırmanışçıları, doğa sporcuları görebilirsiniz. Sakin sezonda sosyalleşebilir ve çeşitli spor aktivitelerine katılabilirsiniz. Kadir’in yeri diğer işletmelere göre denize uzak. Yürüyerek 30-35 dk kadar. Kadir’in Servisleri sürekli ring yapıyor sahile gidenler için.
Deep Green Bungalows
Yeni gözdemi açıkladım:) Deep Green Bungalows! Çünkü daha az yatak kapasitesi ile doğa dostu, sakin, iyi bir aşçısı olan, açık büfe israfına girmeyen, dünya tatlısı sahibi iki kardeş Yiğit ve Yücel beyin işlettiği bir yer Deep Green Bungalows. Yiğit ve Yücel bey çok çalışan, konuklarının rahatı için ellerinden gelen her şeyi yapan, kibar insanlar. 7 yıl önce Olimpos’a taşınmaya karar vermişler ve burayı açmışlar.
Deep Green müşteri kitlesi Trip Adviser‘daki güzel yorumlardan gelenler ve müdavimlerinden oluşuyor. Deep Green’in yeri Oympos sahil yolunda ilerlerken Kadir’den sonra Türkmen’den önce kalıyor. Bilmeyenler için Olimpos’taki bungalowlar’da kaldığınızda denize girmek için 1-1,5 km kadar yürümeniz gerekiyor. Deep Green’den sahile yürüyerek 20-25 dk. sürüyor.
Portakal ve nar ağaçları altında yemek yerken tavuklar, horozlar, kazlar ve kediler etrafınızı sarabilir. Hepsi çok tatlı. Benim şahsi favorim “Kaplan” adını verdiğim yaramaz küçük kedi.
Olimpos’a ne zaman gidilir?
Tabi istediğiniz zaman gidebilirsiniz, 12 ayı da ayrı güzel bence. Ben 2000’lerden itibaren popülerleşmesiyle sadece Eylül, ekim gibi görece tenha sezonlarda gitmeyi tercih ediyorum.
Eylül başından itibaren havalar insani 30 derece civarında, Su hala sıcak ama imamın abdest suyu değil artık. Okulların açılmasıyla Olimpos sahilini üniversite öğrencileri, daha “zevkli” yerli ve yabancı turistlere kalıyor. Dere yavaş yavaş denize sokulmaya başlıyor. Dere de kalabalık sevmiyor. Çekingen.
Bence deniz, güneş sevenler için Olimpos’un sen güzel zamanı Eylül-Ekim ayları.
Ekim’de hala denize girebilirsiniz, arada çıkan sağanaklara rastlarsanız şaşırmayın. Hemen arkasından güneş de çıkmasını bilir. Bir bakmışsınız yine denize giriyor ve güneşleniyorsunuz! Ama ne zevk:)
Aralık’ta bir kere kaldım. Kadir’de kaldığım odadaki yatağı klima ile kurutmam mümkün olmamıştı. Odayı da banyodaki akan sıcak su ve klima ile ısıtamamıştım. Cenin pozisyonunda uyanırım umarım diye yatmıştım:) Aralıkta uyku tulumu ile gitmek her şekilde akıllıca olur.
O eylülde içinde yürüdüğünüz dere, coşmuş bir ırmak gibi artık. O manasız görünün metal köprünün ne işe yaradığını göreceksiniz. Artık yolun diğer tarafından sahile ulaşabiliyoruz. Olimpos her zaman sürprizlerle dolu. Olimpos’a ilk geldiğim 1997’de ne kadar şaşırdıysam, 2016’da da o kadar şaşırmaya devam ediyorum. Her yıl farklı bir yönünü öğreniyorum.
Olimpos’a nasıl gidilir?
Havaalanından Havataş ve şehir otobüsleri ile Otogar‘a veya 3M Migros’a ulaşabilirsiniz. Otogar veya 3M Migros önünden bineceğiniz Kumluca minübüsleri sizi Olimpos kavşağına kadar götürüyor. Antalya-Olimpos kavşağı minübüsle yaklaşık 2 saat sürüyor.
Kavşakta yarım saatte bir kalkan minübüslerle pansiyonlara 20 dakikada ulaşabilirsiniz. 11 km.’lik yol boyunca deniz ve yemyeşil orman manzarası sizi yalnız bırakmayacak. Kışın, güncel tarifesini öğrenmeden gitmeyin, yavaş sezonda seferler seyrekleşir, azalır.
Deep Green‘de kalırsanız onların transferlerini yapanlar 140 TL’ye havalanından-pansiyona kadar getiriyor. İndi bindi yapmadan daha hızlı ulaşmak isteyenler için çok iyi bir çözüm bence.
Live, Love, Thank. Seyahat edin, yarınları biriktirmeyin.
Siz de fikrinizi belirtin