Kanada’daki çok kültürlü yaşam özellikle Toronto’da çok hissediliyor. Toronto kozmopolit ve global bir şehir. Meksiko City, New York City ve Los Angeles’dan sonra Kuzey Amerika’nın 4. En kalabalık şehri Toronto.
Şehirde yaşayanların sadece %57sinin anadili İngilizce. Şehirde 160 dil konuşulduğu biliniyor.
Sokakta, metroda, ofiste, dükkanlarda, restoranlarda, her yerde her renkten, her uyruktan, her türlü farklı kültürel ve dini kökenden insan var.
İşin güzel tarafı, farklı görünse de insanlar birbirlerini birey olarak tanıyor ve iletişim kuruyor.
Adın başkalarına garip gelebilir ama sen Kanada’daysan zaten bu standart bir durum. Kanada’da doğmuş olsan bile ailenin farklı bir ülkeden geliyor olması çok olası. Bu yüzden anlaşılmayan bir adın olabilir. Ama giyimin, kuşamın, pop kültürle olan ilişkin, yediğin, içtiğin, konuşma şeklinle tam bir Kanadalısın.
Bakıyorum genç kızlar, kimi çekik gözlü, kimi siyahi, kimi pembe-beyaz Anglo-Saxon ama hepsi kocaman altın rengi saatler takmışlar. Moda ve tüketim kültürü herkesi bir kovada birleştiriyor.
Geçen gün Türk ve Norveçli bir çiftle görüşüyordum, anlaştığımız nokta siyahilerin (eğer yeni gelmedilerse) beyaz Kanadalılarla eş derecede beyaz gibi oldukları yönündeydi. O kadar uzun süre, nesillerce aynı ülkede yaşayınca o ülkenin standardı senin standardın oluyor.
Çok Kültürlü Yaşamın Katkıları
Her kökenden insanı yan yana aynı şeyleri yaparken görünce ‘normal’ kavramın değişiyor.
Mixed Race
Artık Kanada’da ‘2. Jenerasyon’ diye bilinen yani göçmen ailenin Kanada’da doğan çocukları çok sayıda. Hepsi de diğer kültürel kökeni farklı çocuklarla büyüdüğü için ‘karışık ırk’ (mixed race) ilişkiler ve aileler de artık sıklıkla karşınıza çıkıyor. Bence karışık ırk çiftler ve çocukları tam bir göz ziyafeti.
Hollywood’un ‘karışık ırk’ ünlülerine bir bakın isterseniz.
Leziz ve Uygun Fiyata Etnik Yemekler
Çok kültürlü yaşamın en güzel tarafı, farklı ve güzel insanları çevrili olmak kadar iyi bir yönü de yemekleri. Burada yaşayan bütün kültürler kendi yemeklerini önce kendileri için sonra mutfaklarını sahiplenen tüm Kanadalı’lar için yapmaya başlamış. Bugün Toronto dünyaca ünlü gastronomik bir başkent. Ben henüz pahalı restoranlarda yemek yemeğe başlamadım bile. Uygun fiyata o kadar güzel yemek seçenekleri var ki, evde böcek çıkmasın bahanesiyle hala tencere tava almadım, dışarıda yiyorum.
Thai Restoranları her zaman favorim: Salad King Thai Food
Kore Barbekü Restoranı Yummy Bar-B-Q
Ruhumu orada teslim etmek istiyorum. 8-10 Dolara deniz mahsullü, sebzeli yemekler yapıyor, yanında pilav, öncesinde kimçi (acı lahana turşusu), kızarmış tofu, bilmediğim ama hapur hapur yediğim başka yan yemekler.
Japon Restoranı Sky Sushi
Sky Shusi de eve yakın bir Japon restoranı. Miso çorbası, göbek salata, 6 tane suşi, 6 tane sebze tempura, tavuk teriyaki, sote lahana ve soya filizi yanında pilavı $9.99. Gel de yeme. İlk gittiğimde bir de $3 Edamame (soya fasulyesi) sipariş etmiştim, bitiremedim. Hem ertesi gün öğle yemeğim çıktı hem de ertesi gün akşam yemeğim. Böyle olunca kim yemek pişirir?
Etyopya Restoranı African Palace
Sonra eski favorim Etiyopya restoranına gittim. Muhakkak denemeniz lazım. Ekşi mayadan krep dokusunda ekmek açıyorlar, ya da döküyorlar. Pide ya da lavas gibi bu ekmekleri tepsiye seriyorlar 1-2 kat. Üzerine acılı ve baharatlı yemekleri kaşıkla koyuyorlar çeşit çeşit. Çatal, bıçak kaşık yok. Elinizle ekmeği bölüp, aşı ekmeğe parmaklarınızla katıp yiyorsunuz. Allah’ım sana geliyorum türünden bir yemek!
Sonra inanılmaz Hint yemekleri var. Naanlar, pakoralar. Namastee!
Vietnam Çorbaları
Vietnam çorbaları cennetlik. İçine herşey koyuyorlar. İşkembe, tendon, nane, noodle, çiğ et. Of anamm..
Pub yemekleri de var tabii. Hadi onları da sayalım: Fish & Chips (kızarmış balık ve kızarmış patates), hamburgerin türlü alemi, kanat vb. Yeni moda normal patates kızartması yerine tatlı patates kızartması tercih edebiliyorsunuz. Yeni favorim. Normalinden daha leziz.
Aaaa.. Bir de Meksika yemekleri çok ünlü burada. Burrito, tako, her tülü fasulye yemeği ve tabii ki avakadolu güzellikler.
Benim gibi glutensiz takılmak isteyenlere çok seçenek var. Pirinç ve mısır altyapılı o kadar etnik mutfak var ki buğdayı bir gün bile aramazsınız.
Glutensiz bira seçeneklerine girip hiç kalbinizi kırmayım zaten.
Toronto Sokak Sosisleçileri
Başka ne var. Bence Toronto klasiği sokaktaki sosisçiler. Şehrin en uygun fiyatlı ve doyurucu öğünleri.
İtalyan, Fransız mutfağı da muhakkak vardır da diğerlerinin yanında hiç ilgimi çekmediği için ne arıyorum, ne soruyorum.
Portakiz Pastaneleri
Ama Portekiz pastanelerini atlamamak lazım. Ah o NATAlarlar. Yumurtalı tatlı şeytanlar. Birini mideye indirmeden fotoğraf bile çekememişim 🙂
Çin yemeği tabii ki Çin yemeği de bol bol var. Dim Sum yani pirinç unundan yapılan mantılardan oluşan, zevkten öldüren Çin brunch’ını kaçırmadım.
Lübnan Restoranı House On Pariament
İşe yakın Lübnan restoranı var bir tane. Oraya iki kere gidip falafel, humus, babaganuş ve pideye doydum. Kanadalılar nedense humusa bayılıyor. Allah’ın hiç birinin evinden bir kere humusun eksik olduğunu görmedim. O kadar humus yiyip nasıl bütün gün oturuyorlar bilmiyorum valla. Ben yapamam 😉
Henüz Türk restoranlarını keşfetmedim.
Gündüzleri de doğru dürüst internet bağlantımı sağlayabilsem sizinle instagramdan günlük fotoğraflar paylaşmak istiyorum. İnşallah yakında o medeniyet seviyesine ulaşabileceğim.
İşte böyle arkadaşlar. Bu hafta Kanada’nın, özellikle Toronto’nun çok kültürlü yapısından, eski TRT deyimiyle ‘bir tad, bir doku’ sunmak istedim size.
Tabii ki tüm dünyada gittikçe artan ırkçılık mevzularına fazla dokundurmadan. Bu defa da böyle olsun. İyi yönünden görelim, iyilikler bulsun bizi.
Ofisteki siyahi bir arkadaşla makyaj alışverişine çıktım mesela. Fıkra gibi. Gözümün üstüne sürmek için kendi kullandığı bir altyapı kremini tavsiye etti, aman gülüm dedim, bana olmaz o, sen devam et 😉
Pakistan asıllı bir kızla haftasonu ne yaptın muhabbetine girdik. Çok tatlıydı. Düğün fotoğrafçısı olmak istiyor. Umur’un websayfanı gösterdim, yere düştü. Gel de ders ver buradakilere.
Biraz önce de yogada ortaya karışık Asyalı bir kaç kişi, siyahi bir kişi, bir kaç da beyazımsı kişi vardı. Hepimiz aynı terleri döktük. Süperdi.
Bu Cuma günü şirketin Yılbaşı Partisi olacak. Bir klasiktir Kanada’da. Türkiye’de çalıştığın yer nasıl yemeğini ve yol masrafını verir görev olarak, buradaki şirketler de görev olarak yılbaşı partisi veriyor. Eminim ‘Yılbaşı partisi mi? Yol ve yemek mi’ diye sorsalar çalışanlar yol ve yemeği seçer 🙂 ama burası da böyle bir yer işte.
Bakalım nasıl olacak? Kimler ne giyecek?
Kimler sarhoş olacak? Gerçekten saat 10’da dağılacak mı herkes?
Duyumlarım o kadar acıklı ki, eğlenceli bir parti beklentim yüzde ‘0’. Artık seneye de burada olursam parti olaylarına el koyup güzel bir şeyler yaparım. Bu yıl ki gözlem olacak.
Yaşamla, sevgiyle, şükranla dolu dolu selamlıyorum hepinizi!
Live Love Thank mottosu cebinizdeki yuvarlak taş olsun. Orada olduğunu bilin, varlığını hatırlayın, hissedin, sıkıştığınızda içinizden söyleyiverin, belki anınızı kurtarır, belki yüzünüzü gülümsetir. Tek ihtiyacımız olan aslında sadece bu değil mi?
Kanada yazılarıma en baştan başlamak isteyenler için: Kanada’ya İkinci Göç
Gelip senle her şeyi yiyip her şeyi içmek istiyorum Peteeek!!
Bekliyorum Melisciğim! Hadi gel artık 🙂
Petek hanim merhaba, ben de 3,5 aydir Toronto’dayim. Oglum University of Toronto’nun Scarborough Kampusunde. Bu nedenle okula yakin bir apartman dairesi kiraladik. Ilk tuttugumuz evde bocekten hic bahsetmediler, rutin ilaclama yapilacak dediler. Ilaclamadan sonra da temizligi yaptik, ikeadan esyalari getirecegiz bir baktik boceklerde hic azalma yok. Tepki gosterince bize simdi oturdugumuz evi ilaclatip verdiler. Otelde bir ay hem cok bunaldik, hem de cok para harcadik. O nedenle burayi tuttuk. Diger ev kadar olmasa da bu evde de bocek var. uzun ugraslarimiz sonucu cok azaldi. 10-15 gunde bir bir tane ufak boyutlarda goruyoruz. Herneyse igrenc konulari bir yana birakayim. Sizinle tanisip birer kahve icmeyi cok isterim (kahve diyorum cunku sizin o yediklerinizi yiyemiyorum ben biraz yemekte seciciyim ozellikle kokularina tahammul edemiyorum.) Blogunuzu zevkle, keyifle takip ediyorum. Karamsar ve kararsiz bir sekilde bos bos oturuyorken yazilarinizla silkelenip kendime geldim. Yepyeni bir amac belirleyip canlandim. Bunun icin de ayrica tesekkur ederim size. Hersey gonlunuzce olsun. Gorusmek dilegiyle…
Ah ortak bir dertten muzdaripmişiz Münevver hanım. Benim çılgın süper nalburdan (masa altı) bir ürün aldı. Sanki o işe yarıyor. Kahve içmek için buluştuğumuzda detayları konuşuruz. Blogumuzun size moral verdiğine ÇOK sevindim 🙂 Facebook sayfamızdan mesaj atarsanız kahve için gün, yer, saat belirleriz. Sevgiyle kalın!
Yummy BBQ ve African Place benim de favorim. Turk restorani (e.g. kebapci) don mills’te var. Bi de Danforth & Pape’de pideci var.
Sevgili Shalala, yorumun için teşekkürler! Henüz Türk yemeklerini özlemedim ama ihtiyaç anında koşarak gitmek üzere pideciyi not ediyorum. College west’te de sanki bir Türk pideci gördüm. Yummy BBQ’de çömlekte pişirdikleri sulu yemekleri çok merak ediyorum. Onlardan denedin mi? Tavsiyen var mı?