Bangkok’tan Chiang Mai’a arabayla Tayland turumuzun ilk durağı Ayutthaya’ydı. Bangkok’un 64 km. kuzeyindeki Ayutthaya, eski Siam Krallığı’nın Sukhothai‘den sonraki ikinci başkenti olmuş. Ayutthaya 14. y.y.’da 3 nehirin çevrelediği bir adaya kurulduktan sonra bir çok kanala sahip olduğu için Uzak Doğu’nun Venedik‘i olarak anılmaya başlamış. Şimdilerde ise kanalların sadece bir kısmı duruyor.
Unesco Dünya Mirası listesindeki şehir, 1767’de Burma’lılar yıkana kadar ihtişamını sürdürmüş. Ayutthaya 1 milyon nüfusuyla dünyanın en kalabalık şehirlerinden biriyken büyük bir ekonomik, politik ve dini merkezmiş. Başka ülkelerden gezginler, sanatçılar ve tüccarlar buraya gelmiş ve yaşamışlar.
Sıcakla İmtihanımız
Ayutthaya sıcak mı? Kesinlikle! Hava 38 derece mi 50 derece mi? Bilmiyoruz. Koşturmadan hava sıcaklığına bakacak zamanımız da olamıyor. Güne hızlı başlayıp kahvaltıdan sonra kendimizi yürüyerek sokaklara ve tarihi parka doğru attık. Bizden başka kimse 12-16 arasında sokakta yürümüyor. Tabi aklı başında insanları kastediyorum. Ayutthaya Tarihi Parkı’nın büyüklüğünü kıyaslayacak olursak, Atatürk Havalimanı kadar diyebilirim. Otelden çıkınca tarihi parkın sınırında kendimizi bulduğumuz için ister istemez arka kapısından, giriş parası vermeden sızıverdik. Giriş ücretinin 50 baht (5 tl) olduğunu çıkarken öğrenmiş olduk.
Bir Monk’un Sözünden Asla Çıkma!
Ayutthaya’da yürüyerek başladığımız tarihi kalıntılar turumuza aşırı sıcak ve yemek yiyecek yer bulma telaşıyla ara verdik. Daha doğrusu vermeye çalıştık çünkü haritalarda olmayan yolları keşfetmek isterken kaybolduk. İşte bunu seviyoruz. Sıcağa rağmen karşımıza çıkan akıllı inekler (gölgede pinekliyorlar), güzel bir köprü, yoksul bir mahalle ve bize yol göstermeye çalışan yardımsever bir Monk (keşiş), Ayutthaya’ya kanımızın kaynamasını sağladı.
İzbe bir sokağa dalıp keşfetmeye çalışırken uzaktan bir Monk bize bağırıp oraya girmeyin demek istercesine işaretler yaptı. Biz gireriz, kenar mahallelerden mi korkacağız? Monk ısrarlı; sakın girmeyin demeye çalışıyor. Köpeklerden biraz tırsarak da olsa Monk’u dinlememeye karar verdik. Neden sonra anladık ki sokaktaki yoksul ama güleryüzlü Taylar hiç tehlikeli değil ama yol çıkmaz sokakmış! Hayde geri dön, başka yerlerde kaybolmaya devam et!
Amerika’dan Ayutthaya’ya
İlk gece otele dönünce kaldığımız otelin sahibinin arkadaşı Kosta Rika kökenli bir Amerika’lıyla tanıştık. Fazla turist olmayan şehirde, ingilizcesi olan sıcakkanlı birine rastlayınca koyu bir muhabbete tutulduk. Amerika’dan Ayutthaya’ya gelmiş ve buraya taşınmaya karar vermiş! Ayutthaya’da daha ilk gecemiz olduğu için “Chiang Mai varken neden Ayutthaya?” diye sormadan edemedim. Burası bildiğimiz şehir telaşına sahip bir yer değil. Daha ruhani bir yanı var. Ayutthaya Bangkok’a yakın olduğu için insanlar buraya turla gelip, konaklamadan dönüyorlar. Bir yere ilk defa gittimde nasıl bir yer olduğu hakkında fikir sahibi olmak için en az 24 saat geçirmem gerektiğini düşünüyorum.
Her şehirin içinde parklar vardır değil mi? Ayutthaya havalimanı kadar büyük bir parkın/ormanın etrafına kurulmuş küçük bir şehir. Parkın içinde ise 1350’de yapılmış eski kraliyet sarayı ve tarihi kalıntılar var. 1350-1767 yılları arasında 35 kral burada hüküm sürmüş. 23 defa Burma istilası atlatan Tayland’ı (eski adıyla Siam) tarihi boyunca kimse ele geçirememiş!
Aradan 18 saat geçmeden Kosta Ricalının neden buraya taşındığını anlamaya başladım…
Ayutthaya Tayland’ın kalabalık ve turistik yerlerine benzemiyor. Burada turist sayısı başka yerlere göre çok daha az, şehir daha yerel olarak korunmuş. Zamansız bir şehir. Sakin, dingin, kuş sesleri ve huzur dolu bir yer. Burada iki gün kaldık ama daha uzun kalsak da pişman olacağım bir yer değil.
Ayutthaya’da Ne Yenir?
Khun Pranom Chicken Noodle
Ayutthaya’da bulduğum en iyi esnaf lokantası Khun Pranom Chicken Noodle. Kaldığımız otele 600 mt uzaklıktaydı. Ama o sıcakta yol bize 2 km. gibi geldi. Çoğu restoran siesta için kapalıydı. Burası açık olsun diye az dua etmedik. Neyse ki saat 16:00’dan sonra kapatıyorlarmış. Pranom Noodle lokallerin yemek yediği bir restoran, tarihi parkın hemen kuzey batı köşesinde yer alıyor.
Tüm sokaklar bomboş, tüm dükkanlar kapalıyken buraya ulaşmak bizim için çölde vaha bulmak gibiydi. Hayalini kurduğumuz Tom Yam çorbasına kitlenmiştik ki belki de Tayland turu boyunca yediğim en lezzetli Tom Yam çorbasına kavuştuk diyebilirim. Çorbayı ısınmaya devam eden bir toprak kapta sunuyorlar. Genelde karidesli olan çorbayı burada tavuklu yapıyorlar. Tom Yam acı, ekşi soslu, bol otlu ve sebzeli bir çorba. Lime, galangal, balık sosu, chilli biberi, kişniş, demirhindi, limonotu, kaffir lime yaprakları ile pişiriliyor.
Bang Lan Gece Pazarı
İlk akşam Ayutthaya Tarihi Parkı’na en yakın gece pazarı olan Bang Lan gece pazarına uğradık. Uzuncana bir sokağa kurulu pazarda seyyar yemekçiler var. Neredeyse ilgimizi çeken her şeyi denedikten sonra biraz yaramazlık yapıp böcek tezgahına da uğramadan geçmedik. Çorbacılarını ve ızgara tavukçularını şiddetle tavsiye ederim. Fiyatlar gayet makul, 5-6 tl’ye karnınızı doyurabilirsiniz.
Diamond Rice Soup Shop (ร้านข้าวต้มน้ำเพชร)
Bu restoranın adını Google translate Tayca’dan bizler için ingilizceye çevirdi. Lokallerin yemek yediği yerlerde takılmaya devam ediyoruz. 7/11 veya Mc Donald’s tarzında karınlarını doyurmak isteyenler zaten aradıklarını bulur diye düşünüyorum. Lokal ve özel lezzetler arayanlar beni takip etsin;) Burası 5-6 restorandan oluşan bir pazar/restoran. Mantar kızartması veya Pad Thai‘nin en güzellerini burada yiyebilirsiniz. Haritadaki yerini başlığa link verdim, afiyet olsun diyorum:)
Ayutthaya’da Nerede Kalınır?
Q Zone Boutique Resort
Biz Ayutthaya Tarihi Parkın kuzey sınırına yakın Q Zone Boutique Resort‘te kaldık. Otel Wat Na Phra Men tapınağının tam karşısında. Çok yardımsever ve güleryüzlü bir aile işletmesi, sahibi elinden geldiğince tüm sorunlarımızı çözmeye çalıştı. Benim otel/hostel ararken en önem verdiğim şey işletmecilerin ingilizce bilmesi ve yardımcı olup olmamaları. Q Zone’da muhteşem kahvaltıları dahil 1190 Baht’a (120 tl) kalabilirsiniz. Odaları sessiz, bahçe katında, büyük ve çift balkonlu. İşletme kullanmanız için ücretsiz bisiklet veriyor ki bu çok işinize yarayabilecek bir ayrıntı.
Baan Baimai Boutique Room
Biraz daha uygun fiyatlı bir yerde kalmak isterseniz merkeze yakın olan bu oteli de tavsiye edebilirim. Çift kişilik oda fiyatı 980 Baht (100 TL). Burada kahvaltı ve bisiklet seçenekleri için ek ücret alıyorlar.
Gece Hayatı
Ayutthaya’da çok olmamakla birlikte bar ve canlı müzik dinleyeceğiniz yerler var. Özellikle gittiğimiz Street Lamp Bar & Restaurant‘da çok güzel bir rock grubu vardı ve karizmatik kadın sahibesi bize her konuda yardımcı oldu. Bu barın olduğu sokakta hoş 3-4 tane daha gidilebilecek bar-restoran var.
Bir kaç tüyo
- Merkez Tayland’da şapka ve gözlük şart, flip-flop terliği tek geçerim.
- Ayutthaya çok büyük bir tarihi park. Bisiklet veya motor kiralamanız hayat kurtarır.
- 12:00-16:00 arası siesta saatleri olduğu için açık yer bulmak çok zor. Yemek yiyeceğiniz yeri araştırıp gidin.
- Gece pazarını mutlaka görün.
Sormak veya eklemek istediğiniz şeyleri yorumlara yazarsanız başkaları da faydalanabilir…
Live Love Thank. Yaşa Sev Şükret çünkü biri olmadan diğerleri olamıyor!
Siz de fikrinizi belirtin