Kilistra Konya’nın 49 km. güney batısında Gökyurt köyünde bulunan tarihi bir şehir. Konya’da yaşayan dayımı arabasıyla gitmeye ikna ettikten sonra annemle beraber yola çıktık. Konya’dan bir saatte Kilistra’ya vardık, navigasyon kullanarak gelmenizi tavsiye ederim çünkü yol boyunca yolu soracağınız fazla kişiye rastlamak zor. Dayım 60 yıldır Konya’da yaşıyor ama hiç Kilistra’yı görmemiş, ben ve annem de daha önce görmemiştik. Her yıl akrabalarımızı ziyarete Konya’ya gelirim. Yine de Konya ve çevresinde ne kadar görmediğim tarihi yer olduğu farkettiğimden beri yeni yerleri keşfetmeye çalışıyorum.
Konya’da Kapadokya’nın ne işi var?
Konya’da Kapadokya benzeri jeolojik bölge olduğunu, hatta aynı Kapadokya’daki gibi ilk Hristiyan’ların burada kayaları oyup ev ve kilise yaptıklarını öğrendiğimde inanamadım. Hemen Konya’daki akrabalarıma sordum. “Gilistra” dedikleri Kilistra’yı duymuşlar ama hiç görmemişler, kayaya oyulmuş evlerden ise hiç haberleri yoktu.
Kilistra yolunda dayım kendisinin yapımına yardım ettiği bir çeşmeyi bize gösterdi. Suyumuzu içip yola devam etttik. Benimle birlikte arabadakiler de gideceğimiz yerde Kapadokya gibi kayalara oyulmuş evler olduğuna pek inanamadılar. Merak içerisinde yola devam ediyoruz.
Höyük Cenneti Türkiye
Anadolu’da toprağı sıksan tarih fışkırıyor. Anadolu’da 22.000 civarında höyük olduğu düşünülüyor. Terkedilen eski şehirlerin üstünün toprakla örtülmesiyle höyükler oluşuyor. Dayım yol üzerindeki bir höyükten bahsetti. Bu höyükte defineciler jandarma karakolunun göremediği kuzey yamacı kazarlarmış. Dayım eliyle höyüğün kuzey yamacındaki delikleri gösterdiğinde gözlerime inanamadım. O kadar normal bir şey gibi anlatıyor ki dayım, “define ararken dikkatli olmak gerektiğini, yoksa hayaletlerin korkuttuğunu” söylüyor ve ekliyor; “bak şuradaki çukuru kazanları bu mezarın koruyucusu olan bir yılan ısırdı, hayaletler/cinler buraları koruyor”. Cinler ve hayaletlerin olup olmadığı konusuna kısaca değindikten sonra fotoğraf ve video çekmek için durduk.
Kilistra
Kilistra’ya (Gökyurt köyüne) geldiğimizi 2010 m. yüksekliğindeki Alisumas (All-Sumas) dağını ve ilginç kayalıklarla çevrili vadiyi görünce anladım. Gökyurt köyü Alisumas dağının 4 km. doğusunda bulunuyor, denizden yüksekliği 1373 m.
Evet gerçekmiş. Kilistre’de aynı Kapadokya’daki gibi evleri ve kiliseleri oydukları kayaların içine yapmışlar. Üstelik M.S. 1. yy.’da Aziz Paulos burada yaşamış. Roma imparatorluğu 7. alayını buraya konuşlandırmış. Roma İmparatorluğu Hristiyanlığa geçince burası dini bir merkez haline dönüşmüş. Aziz Paulos ve Aziz Barnabas’ın misyonerlik çalışmalarından sonra baskılar yüzünden buraya sığınıp yaşadığı bilinmekte.
Kafamda sorular dönüp durmaya başlıyor tabi ki. Neden burası hiç bilinmiyor? Turizm Bakanlığı’mız vergilerimizle neler yapıyor? Kapadokya’ya dünyanın dört bir yanından turist gelirken burası neden bomboş?
Kayaların arasında, içinde gezinirken acıkıyoruz, ben bakkal, restoran aramaya köye girdim. Nafile. Köyün bir bakkalı olduğu tevatürü var ama açık değil. Geçen hafta yazısını yazdığım leziz Yağ Somunu‘nu bulamayacağım çünkü köyde restoran veya başka bir dükkan da yok. Anlayacağınız köylülerin çok mütevazı şartlarda yaşadıkları Gökyurt köyü, hayatta kalmak için köylülerle iyi iletişim kurmanız gereken bir yer. Neyse ki Anadolu insanı bizi aç bırakmıyor, işçiler bir teneke peynirlerini ve köy ekmeklerini bizimle paylaşıyorlar, ben de düşen kan şekerime çare buluyorum.
Aklınızda olsun Kilistra’ya erzağınızı ve içeceğinizi alıp gidin.
Kilistra’nın doğusunda Lystra isimli başka bir tarihi şehir var. Lystra büyüdükten sonra Kilistra’nın kalesiyle korunmaya başlamış. Parayı bulan Lidya’lıların ticaret için yaptığı Kral Yolu da Kilistra’nın içinden geçiyor. Kilistra küçük bir şehir ama jeolojik olarak korunaklı ve özel bir vadide yer alıyor.
Alisumas dağında rahip okulu olduğu düşünülen bir harabe ve çok güçlü bir kalenin kalıntıları bulunuyor. Araç yolu olmadığı için arkeolojik araştırma daha yapılmamış. Acaba tarihimizi olduğu gibi saklama çabası mı yine?
Kilistra’daki en ilginç kalıntılardan biri şimdiki köy halkı tarafından “Sandık Kaya” olarak bilinen Şapel (kaya kilisesi). Kilise büyük ve tek parça halindeki bir kayaya oyulmasıyla dikkat çekiyor.
Gökyurt Köyü
Kilistra’nın üstüne kurulan Gökyurt köyü koruma altında. Taş evlerin bazıları terkedilmiş, sadece bir kaç tanesi yenilenmiş. Köy tepenin üstünde, yeşil bir vadinin sırtında yer alıyor. Taş evler çok eski bir köy olduğunu hatırlatıyor, okulu, camisi olan köyde garip bir sessizlik var. Turizmin de çok az olduğu bölgede Gökyurt köyü yeniliklere uzak kalmış. Konya Büyükşehir Belediyesi veya Turizm Bakanlığı‘mız keşke bu tarih mirasımıza sahip çıksa da kültür değerlerimiz daha iyi korunsa, gelecek nesillere kalsalar.
Umarım bir gün Konya sadece Kilistra’ya gelen 100 binlerce turisti ağırlar. Çünkü biz değerini bilmesek de o hazineler hala orada, kendilerini keşfedecek insanları bekliyor olacak.
Siz de fikrinizi belirtin