Sevgili LiveLoveThank Ailem,

Size uzun zamandır yazamadım. Özrüm büyük. Vel hasıl bahanem de büyük. 

Affınıza sığınarak, hikayemin son bölümünü size aktarıp, 2020’ye dair yeni yıl dileklerimi sizlerle paylaşmak isterim. 

En son size Mayıs’ın başında yazmış, İrem İnak’ın ilham verici Kanada tecrübesini aktarmıştım. İşsiz, kafam karışık, moralim bozuk ve biraz da ürkek bir ruh halindeydim. 

O noktada sizinle paylaşmadığım bir gelişme ise hayatımdaki yeni ve özel birinin varlığı idi. İlişkimiz ağır ama keyifli bir şekilde ilerliyordu. Film prodüksiyon işimin yoğunluğundan zaten kafamı kaşıyacak vaktim yoktu. İlişkiye dair ise ne bir beklentim, ne de acelem vardı. Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer. 

Yine de hayat sürprizlerle dolu olduğunu bir kere daha gösterdi bana. İşten çıkartılmadan bir ay önce, görüştüğüm kişi, hiç beklemediğim bir soruyu sordu bana. Yıllardır düşünmediğim, benden geçtiğine inandığım, istemediğime ikna olduğum, önemli bir kavramla ilgili bir soru: ‘Çocuk yapalım mı?’ Bomba gibi düştü bu soru hayatıma. 43 yaşımdaydım. Kanada’da profesyonel olarak kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışıyordum. Çok yoğundum. Normalde silip atacağım, yersiz bir espri ile rahatsızlık uzayının derinliklerine göndereceğim bir mevzuydu bu. Halbuki yıllar önce, çok sevdiğim bir hocam, bir dostum, üniversite profesörüm, bana bir tavsiyede bulunmuştu. ‘Yılda en az bir kere, çocuk konusunu düşün, irdele, hisset ve yoluna kararına göre devam et’ demişti. Her yıl, genelde yılbaşında, bu nasihat aklıma gelmiş ama bir türlü kendimi çocuk sahibi olmak, anne olmak konusunda derin bir niyet sorgulamasına davet edememiştim.  Mamafih, aynı soru, çocuk istek ve sorumluluğunu benimle paylaşmak isteyen birinden gelince, bu defa konuyu kategorik olarak silip atmadım kafamdan. Çocuk yapma seçiminin getirip götüreceklerini tartmam için hayatımda belki de son imkanımdı. Düşüneyim dedim. 

Bu sürpriz konuşmadan kısa bir süre sonra da, beklenmedik bir şekilde işten çıkartıldım. İşte o zaman ‘çocuk yapma’ konusu daha anlamlı bir soru haline geldi. Hayatımda yaptığım seçimler beni nereye getirmişti? Adanarak yaptığım işlerin karşılığını ne kadar almıştım? Ne kadar değerim bilinmişti? Profesyonel ve sosyal yaşama dayalı çaba ve hedeflerim bana ne katmıştı? Benden ne almıştı? Hayatımda yepyeni ve çok farklı bir açılıma hazır mıydım? Hazır olmaya ya da olmamaya vaktim kalmış mıydı? Belki daha önemlisi, biyolojik olarak, bu yaşta çocuk sahibi olmam mümkün müydü? 

Bütün bu düşünceleri 2-3 ay kuluçkaya aldım. Türkiye’ye gidip, ailem ve yakın arkadaşlarımla konuştum. Anne olmak, aile olmak fikri üzerine meditasyon yaptım. Bu arada birlikte olduğum adam hop oturuyor hop kalkıyor, ‘Hani sanki pek vaktimiz yok. Yumurtalarını mı dondursak bu arada acaba?’ diyordu.   Ben ise ona ‘hala düşünüyorum’ diyordum. 

Türkiye ziyaretimden Kanada’ya döndükten sonra aile doktorumdan bu konuda randevu aldım. Doktor bu yaşta yumurtalarımı dondurmanın hiç bir işe yaramayacağını, eğer gerçekten istiyorsak tüp bebek  kliniğinden bizim için randevu alabileceğini söyledi. Anlıyorum ki bu sadece benim kararımla ilgili değil, uzun sürecek bir tıbbi işlem silsilesi. Yani olasılık hesapları pek lehime değil. O zaman daha da vakit kaybetmeden işlemlere başlayalım, bakalım gerçekler bize ne gösterecek diye düşünüyorum. 

Doktor görüşmemin sonucunu, heyecanla yanıt bekleyen zatı muhterem ile paylaşıyorum ve hayatımın belki en büyük kararıyla ilgili ok yaydan çıkıyor. Tüp bebek kliniği randevusu 5 ay sonrasına veriliyor.

Madem böyle büyük işe birlikte kalkışıyoruz, o zaman ilişkimizi de kademe atlatalım diyoruz ve milyon dolarlık sorunun kaynağı kişiyle hayatımı birleştiriyorum. 

Ev aramalar, bulamamalar, bütçe yetersizliği idrakı, ’Toronto çok pahalı, daha küçük bir şehre mi yerleşsek?’ sorularına cevaben yapılan araştırma seyahatleri, kutlanan 44. yaşgünüm, yaptığım iş görüşmeleri, blog yazıları, negatif gebelik test sonuçları, beklenen doktor randevuları, boş vermişlikle moral bozukluğu arasında gidip gelen mod zıplamaları derken anneler günü sabahı ‘acaba gecikmiş olabilir miyim’ diye Dollar dükkanından aldığım ucuz gebelik testini yapıyorum ve sonuç pozitif çıkıyor. Anneler gününde! Tabii ki ilk başta inanmıyorum. Bu test $1’dı, kesin bozuktur diyorum. Eczaneden daha pahalı bir test alıyoruz. Sonuç yine olumlu! 

Sonrası rüzgar gibi geçti desem yerinde olur.

Aile doktorumdan hemen randevu aldım. O da başta inanamasa da, sonucu onayladı. Beni uzman doktora yönlendirdi. Ek kan testleri, ultrasonlar, idrar tahlilleri, genetik testler yapıldı. Üçüncü ayda tüm sonuçlar normal ve sağlıklı bir gebelik gösterdiğinde haberimizi ailelerimizle ve arkadaşlarımızla paylaştık. Herkes bizim kadar şaşkın ve mutlu oldu. Sevdiklerimizden destek almak, bütün süreci çok daha keyifli hale getirdi.

Zorlu araştırmalardan sonra istediğimiz gibi bir ev bulduk. Benim işsiz halimle ortak maddi durumumuzu zor bela ev sahiplerini tatmin eden şekle soktuk ve mucizevi bir şekilde evi tuttuk. Taşındık. Eşim iş seyahatlerine gitti geldi. Annem ziyaretime geldi, karnımdaki bebekle konuştu, evi yerleştirmeme yardım etti. Aileler tanıştı. Herkesin içi daha da bir rahatladı. 

Bebek içimde büyüdükçe onun hareketini gaz sancısında ayırabilecek hale geldim. Hatta şimdi dokunmatik bir iletişimimiz var. İnanılmaz ama çok tatlı bir his. Çok hareket ettiğinde elimi koyuyorum karnıma. Sakinliyor biraz. Çok hareketsiz olduğunda yine elimi koyuyorum karnıma ve geri itiyor elimi. Sanki ‘Evet buradayım.’ ya da ‘Hey orada mısın?’ gibi karşılıklı teyitleşiyoruz. 

Partnerimle doğum yapacağım hastanede doğum öncesi ve erken bebek bakımı kurslarına gittik. Doğum odasını gösterdiler. Gerekli bilgileri verdiler. Derslerde tuttuğum notları ayrıca sizinle paylaşmak istiyorum. Çok yararlı buldum. En azından kafa olarak biraz daha hazır hissetmeme yardımcı oldu. 

Düzenli olarak yüzüp ve hamile yogasına gitmeye çalıştım, çalışıyorum. Uzman doktorumla bazı problemler yaşadım. Zor da olsa hamileliğimin yedi buçuğuncu ayında doktorumu değiştirdim.

Kuzey Amerikan geleneği olan ‘Baby Shower’ deden etkinlikten arkadaşlarım benim için iki tane organize etti. Bir sürü bebek kıyafeti, bezi, oyuncak, çocuk kitabı ve başka bazı bebek eşyaları hediye geldi. Beşik, bebek arabası, arabaya koyulan bebek koltuğu v.b. gereklilikleri de internet üzerinden, ikinci el bulup, çok uygun fiyatlara satın aldım. 

Doğuma ve de sonrasına hala hazır hissetmesem de, kim hisseder bilmiyorum aslında, hamileliğimin dokuz ayını tamamladım. 0n gün içerisinde, cinsiyetini öğrenmemeyi seçtiğimiz bebeğimizin, inşallah, sağlıkla, nefes dünyasına gelmesini bekliyoruz. 

İşte size bir süredir yazamama nedenim bu sevgili LiveLoveThank ailem. 

Hayatım çok beklenmedik ve büyük bir değişime doğru bir kere daha yöneldi. 

Değişime, gelişime, yaşamın bana katacaklarına açık bir mantalitede olduğumu biliyordum. Ne de olsa Türkiye’deki yerleşik düzenimi bırakıp Kanada’ya gelmiştim. Yeni bir başlangıç diyordum. Ama biliyorsunuz ki orijinal planlarım bambaşkaydı. Bu yazı ile ilk defa LiveLoveThank’i ziyaret ediyorsanız, Kanada’ya Göç başlığı altındaki yazıları baştan okumanızı hararetle tavsiye ederim. Üç yılda çok şey oldu çoook! 

Kanada beni düş kırıklıkları ile test ederken, bir kapı sert bir şekilde suratıma kapanırken başka bir pencere, hem de çok aydınlık bir pencere, tam karşımda açılıverdi. Hayat olacağını hiç tahmin etmediğim, yeni bir tecrübenin içine beni atıverdi. Annelik, tabii ki, öncekilerden çok farklı bir macera olacak. İnşallah ailecek, ömür boyu sürecek bir değişim, gelişim, karşılıklı anlayış, destek, sevgi ve sorumluluk hikayemiz olacak. 

Sevgili LLT takipçileri, dualarınıza duacıyım. Benim için hep güzel dilekleriniz oldu. Maceramı her adımda desteklediniz. Hikayemi sizinle içtenlikle paylaşmak bana güç verdi. Live Love Thank. Yaşa Sev Şükret felsefemi siz de benimsediniz. Açılımlarını, uygulamalarını, birlikte irdeledik, tecrübe ettik. Yine birlikte devam edelim. 

2020 hepimize, tüm dünyaya umut, sevgi, inanç katsın. Kendimizden ve çevremizden hiç vazgeçmeyelim. Hayatın sürprizlerine, güzelliklerine, bize katacaklarına hep açık olalım. Yaşayalım. Sevelim. Şükredelim. Gerisi bize gelmeye devam edecektir. 

Yeni yılda güzel haberlerle, yeni öğrenimlerimle, sizlerle beraber olmayı diliyorum. 

Yorum, tavsiye ve desteğinize her zaman müteşekkirim. 

Bakalım Kanada’da doğum ve çocuk yetiştirmek nasıl olacak?

Tüm sevgilerimle…