Toronto’ya geldiğimden beri geçen zamanı böyle hafta hafta yazmam garibime gidiyor. Hamileler hafta hafta sayarlar ya.. Onlara mı özeniyorum bilmiyorum. Bakiim madem öyle bir benzetme yaptım, 9 ay 10 gün sonra, ya da 40 hafta sonra, bakalım bu tecrübe neler doğuracak, neler kazandıracak? Ne zamana denk geliyor? Temmuz 12, 2017’de bu konuyu bir daha irdeleyelim mi? Bu hafta Kanada’ya Göçmenlik Başvurusu sürecimizi anlatıyoruz.

Nerede kalmıştık?

Geçen yazıda Toronto’da yaşam masraflarından ve Türkiye’de alıştığım bazı lükslerden mahrum kaldığımdan bahsetmiştim.

Azla yetinip, kendimi yeniden programlamaya karar vermiştim.

Kanada’ya Göçmenlik Başvurusu

Şu anda önem sıralamamdaki en mühim iş, Umur’un da Toronto’ya gelmesi.

Geçen yazıdan sonra Kanada’ya nasıl gelinir diye sorular gelmeye başladı.

Göçmenlik Başvurusu

Geometrik Toronto

İç rahatlığıyla herkese yanıt veremiyorum çünkü biz de bu sürece yeni başladık. Formlar, belgeler, başvuru ödemeleri, fotokopiler ve imzalar arasında soğuk kanlılığımızı yitirmeyip, en doğru şekilde başvurumuzu yapmak istiyoruz.

Önce Kanada’nın göçmenlik başvurusu sitesine girdik: http://www.cic.gc.ca/english/

Bir Kanada vatandaşı olarak, eşime sponsor olup, onun Kanada’da yaşama ve çalışma iznini nasıl alırız araştırmaya başladık. Ben Türkiye’deyken de bakmıştık bu formlara ama Kanada dışında yaşayan bir Kanadalının eşine sponsor olması pek kolay görünmüyordu. Kanada’ya yaşayacağımıza dair bizden bazı vaatler ve girişimler bekliyorlardı. Ben de zaten bunun üzerine Toronto’ya geldim. En azından bir kira kontratım ve bir işim olmadan Umur’a sponsor olmam mümkün değildi. Önceki yazılarımda anlattığım üzere, Ocak ayında, yani girişimden 3 ay sonra, hem yeniden yerleşik bir Ontario vatandaşı oldum, hem de iş yerindeki deneme süresini geçtim ve tam zamanlı çalışan oldum. Artık Umur’a sponsor olmak için daha uygun bir Kanadalı olduğum düşünülebilir.

Göçmenlik Başvurusu

Ama maalesef bu gelişmelerden sonra da başvuru umduğum kadar kolay ilerlemiyor. Son bir yıllık kazancımı banka belgeleriyle görmek istiyorlar. Kanada’da son vergi yılında deklare ettiğim vergi beyanımı görmek istiyorlar. Halbuki ben geleli daha dört ay olmadı. Son üç işime dair detayları, Umur’la evliliğimizin gerçek olduğuna dair de hem belge, hem de kanıt istiyorlar.

Bunlar benim gerekliliklerim.

Umur da aynı şekilde bir sürü beyanda bulunacak. Mesela göç edecek olmasalar bile ailesine dair detayları istiyorlar. Sadece adları, adresleri, yakınlık dereceleri değil sağlık bilgilerini de istiyorlar. Kanada’da sağlık hizmetleri ücretsiz olduğu için belki bazı hastalıkları önceden bilmek istiyorlar. Çok sinir bir süreç.

Zaten Umur benimle tanışana kadar ondan vize isteyen hiç bir ülkeye gitmeyerek onları protesto etmişti. Şu an yüz yüze olduğumuz durumla ilgili hislerini nasıl ifade eder, kendisine soralım.

Kanada’da Eş ve Aile Kavramları

Her ne kadar yaşadığımız dijital zamanlarda seslerini ve yüzlerini görsem de sevdiklerinden fiziksel olarak bu kadar uzak olmak bir süre sonra koyuyor insana. Hele etrafımdaki Kanadalıları mutlu aile baloncukları halinde görünce.

Kanada, en büyük şehrinde yaşadığım halde, içine düştüğüm ortamlardan mı yoksa gerçekten topyekûn öyle oldukları için mi emin değilim ama tam bir çekirdek aile, sevgi yumağı halinde yaşıyor. Okula git. İş bul. Eş bul. Çocuk yap. Para kazan. Para kazan. Ev al. Araba zaten herkesin doğuştan hakkı gibi bir şey. Bayramlarda aileni ziyaret et. Çocuklarının geleceği için çalış. Kaç yaşında emekli olmak istiyorsan onu bir finans danışmanıyla görüş. Kanada standartlarına göre kaç yaşında öleceğini de hesaplayıp emeklilik yaşına kadar o kadar para biriktirmeyi hedefle. Aman daha uzun yaşamaya kalkma, ortada kalırsın. Emekliliğinde ne yapacağını planladın zaten, eşinle ve çocuklarınla o güzel günlere kavuşmak için mutlu mesut ev-iş git-gel ve yaşa.

Göçmenlik Başvurusu, Kanada

Ben hala bir meleğim

Şimdi bunu okuyan aile büyüklerim çok mutlu olacak. İçten içten ‘Ah ne güzel, Petekcim, sonunda senin de aklın başına geldi! Bak ideal yaşam bu. Hadi yavrum artık bi yola gir.’ dediklerini duyar gibi oluyorum.

Bu kadar düzen bana erör verdiriyor.

Gerçi hiç bir zaman bu kadar kesin, bu kadar ‘büyük’ konuşmamak lazım. İddia ettiği her şey insanın başına gelir.

Yıllar önce Kanada’da yaşarken çok tatlı taksi şoförleriyle tanışmıştım, İranlı, Bangladeşli. Doktor, profesör, önemli insanlarmış anavatanlarında ve Kanada’ya gelmiş taksicilik yapıyorlardı. Anlamıyordum. İnsan nasıl böyle bir düşüşü kabul eder diyordum. Onlar için büyük bir kayıp diye düşünüyordum. Çocuklarımız için, onların geleceği ve özgürlüğü için diyorlardı. Bakınız yıllar sonra ben, çocuklarım için değil kendim için Kanada’ya geri döndüm ve alakasız işler yapıyorum. Bunun haklı bir karar olduğunu düşünüyorum. Yani ‘büyük’ konuşmam döndü dolaştı kuyruğumdan tuttu benim.

Göçmenlik Başvurusu

Ah Umurcum gelsen de birlikte çözsek bu asi, felsefi dilemmaları. Göstersek Kanada’ya alternatif yaşam şekillerini. İnsan tek başına olunca ya ortam öğretisi içinde boğuluyor ya da boyun eğiyor. Biraz desteğe ihtiyacım var dostlar. Allah rızası için gelin siz de Umurla birlikte. Şöyle üç ay öncesinden planlanmamış bir organizasyon yapıp, eğlenceden yıkılalım ve her şeyin mükemmel gelecek planlanmasından ibaret olmadığını anlatalım onlara. Ya da düzeni birlikte kabul edelim ama tek başıma, tek nefer bırakmayın beni.

Belki de ideal yaşam bundan ibaret. Dünyada kaç günün olduğunu tahmin edip, elin ayağın tutarken ona en iyi şekilde hazırlanmak, evin, eşin, işin ve çocuğundan başka bir amacının olmaması. Belki anın tadını çıkartmak bu. Biz Türkiye’de bir gün içinde o kadar dertle uğraşıyoruz ki, o kadar tutarsız, beklenmedik, kontrol edilemeyen değişken oluyor ki hayatımızda, gelecek planlarımız İnşallah ve Maşallah’dan ileriye gidemiyor.

Ah ah.. Çift uyruklu olmanın zorluğu da budur işte. Artık ne doğduğun yerdeki ne yaşadığın yerdeki mevcut düzene bir türlü ayak uyduramazsın. Ya da benim arızam bu. Belki de başka insanlar mutlu mesut yapıyor bunu.

İranlı Arkadaşlarım

Geçen hafta bizim apartmanda oturan İranlı çiftle Kore restoranına gittim. Hayır bir fıkra değil bu. Gerçek olay 🙂 Çok tatlılardı. Otuzlu yaşlarında, sanatçı ruhlu iki mühendis. Mühendislikleri sayesinde Kanada’ya göçmenlik başvurusu yaparak gelmişler.

Göçmenlik Başvurusu

Yeni arkadaşlarım

Kadın elektrik mühendisi. Denkliği olmadığı için bir call centre’de çalışıyor ama aslında resim yapmak istiyor. Kocası bilgisayar mühendisi. Hayatında bir daha programlama görmek istemediğini söylüyor. Bizim evden toplu taşıma ile 1,5 saat uzaktaki bir marangozhanede asistan olarak çalışıyor. Dolap yapmak onu çok daha mutlu ediyor. Tahran’da ikisi de mühendis olarak çalışırken ve iyi para kazanırken geçinemiyorlarmış. Tahran o kadar pahalıymış ki. Resmen bu yüzden Kanada’ya gelmek daha iyi bir seçenek olmuş onlar için. Nasıl olur dedim. İki mühendis, İstanbul’da iyi para kazanıp, iyi bir evde oturup, iyi bir şekilde yaşarlar dedim. O kadar farklı olamaz Tahran. Eskiden Tahran’da da öyleymiş ama biz göremedik diyorlar. Her şey çok pahalanmış Tahran’da. Şehir sözü geçenlerle iyi geçinen ve zenginleştikçe zenginleşen kitleler tarafından sahiplenilmiş. Yapılaşma kontrolden çıkmış. Hiç yeşillik kalmamış. Hava kirliliği ve trafik yaşamı çok zorlaştırmış.

Göçmenlik Başvurusu

Kore menümüz

Ailelerini, işlerini, memleketlerini bırakıp kendileri için daha iyi bir gelecek için Kanada’ya gelmişler. Çok mutlu görünüyorlar. Aileleri dışında hiç bir şey özlemedik diyorlar. Yedikleri ayrı gitmiyor gibi. Ben başta sadece hatun kişiyle yemeye çıkmak istedim. Ama o kıyamadı eşine ve o da gelse olur mu dedi. Tabi ne diyeceksin, yok herif evde kalsın diyemezsin, yeni tanışmışsın. İyi ki de birlikte geldiler. Çok güzel vakit geçirdik.

Onlar da benim gibi bachelor yani tek odalı bir dairede yaşıyorlar. Düşünün iki kişi. İkisi de çalışıyor ve ancak benimle aynı kirayı karşılayabiliyorlar. Ya da tasarruflu olmak için bu tercihi yapıyorlar. Tam bilemiyorum. Aşkım, samimi bir yaşam alanına hazırlan da gel. İstanbul’daki evimizdeki 1,5 tuvaleti, iki oda, bir salon salamanjeyi, boğaz manzarasını iyice hücrelerinde hissedip bırakıp da gel. Yeni evimiz salon salamanje, çalışma odası, yatak odası, hepsi bir arada! İranlı genç dostlarımız yapıyorsa biz de yaparız, dii mi? 🙂

Senin gelişine benden çok hazırlar. Caz seviyorlar tabii ki. Birlikte konserlere gideriz falan diye muhabbetler dönmeye başladı. Kızcağız o zaman benimle yalnız görüşebilecek galiba. Eşiyle sana ortak projeler de geliştiriyor. Hadi hayırlısı.

İşte böyle arkadaşlar.

Yaşamaya, denemeye, tadını çıkartmaya çalışmaya ve her zaman ama her zaman sahip olduklarımıza şükretmeye devam 🙂

Live Love Thank. Yaşa Sev Şükret. Bir olmadan diğerleri olamıyor.

Unutmadan Müzikal Gelişmeler…

Toronto Türkçe Caz Korosuna yazıldım! Caz Yapma diyeceksiniz biliyorum. Çok heyecanlı. Hey Onbeşli adlı türküyü çalışıyoruz. Bana sesimi nerede değiştirmem gerektiğini müzikal olarak anlatınca anlamadığım için, şarkının tam o noktasında kafasını sağa atarak anlatmaya çalışan zavallı hocam boyun fıtığı olmazsa provalar devam edecek. Ne Na Ni No Nuuuu!

Göçmenlik Başvurusu

Toronto’da sanatsal aktiviteler…

Bizi izlemeye ve korkarım dinlemeye devam edin anacııım!

Hey onbeşli onbeşli

Tokat yolları taşlı

Onbeşliler geliyor

Kızların gözü yaşlııııı