Santa Teresa’da tanıştığım ve çok etkilendiğim kadınlardan biri de sörf yapan Liesi oldu.

Arnika’yı Montezuma’ya yolcu ettikten sonra hostelin bahçesinde yazı yazıyordum. Sabahları kahvaltıda gördüğüm bir yüz dikkatimi çekti. Yaş olarak bana daha yakın, görüntü olarak ise tam bir sörfçüye benziyordu. İlk sörf dersimi almıştım ve daha çok sörf deneyimi yaşamak istiyordum. Sörf derslerinin saati $40 idi. Daha önce tanıştığım ve yaş olarak benden daha da büyük olan bir kadın, sadece board kiralayarak kendi kendime pratik yapabileceğimi söylemişti. Aklımdaydı ama yine de tek başıma gitmeye cesaret edemiyordum. Neyse ki artık insanlarla tanışmak konusunda daha güvenli olduğum için, cesaretim Liesi’nin yanına gidip oturabilir miyim diye sormama yetti. Küçük, meraklı, yaramaz çocuk bakışlı Liesi gülümseyerek teklifimi kabul etti ve konuşmaya başladık.

Evet tahmin ettiğim gibi sörfçü idi. Peki sörfçü ne demek? Diğer sörfçüler, daha genç, gruplar halinde takılan, daha flörtöz tiplerdi sanki. Bu kadın tek başına ne yapıyordu? Nasıl yapıyordu? Hikayesini sordum, cömert bir şekilde paylaştı benimle.

Seyahat Dostlukları 2: Sörf ve Pasta Santa Teresa, Kosta Rika

Petek ve Liesi hindistan cevizi suyu içerken

Neye Niyet, Neye Kısmet

Aslında Avusturyalı olan Liesi, tarımla ilgili eğitim görmek için ve İngilizcesini geliştirmek için üniversiteye İngiltere’ye gelmiş. Aynı zamanda, denize, okyanusa ve dalgalara karşı hep bir çekim hissedermiş. Okulu bittikten sonra ve Avusturya’ya dönmek üzereyken bir arkadaşı dev plajları ve dalgaları olan Cornwall’u görmeden gitmemesini tavsiye etmiş.  Liesi İngiltere’nin güneybatısındaki Cornwall yarımadasına gidince arkadaşının tahmin ettiği gibi oraya bayılmış. Kelt denizinin kıyıya vuran suları ve o uçsuz bucaksız sahil kalbinden vurmuş Liesi’yi.

Seyahat Dostlukları 2: Sörf ve Pasta Santa Teresa, Kosta Rika

İngiltere haritası

Cornwall’ın kuzey koylarından birindeki  kafede oturup aşka gelmiş bir şekilde denize bakıp arkadaşıyla muhabbet ederken o kafede çalışacak birini aradıklarını öğrenmiş. Laf lafı açmış, ah ne güzel olur burada çalışmak ve her gün bu manzaraya bakmak derken, arkadaşının gazı ve kafe sahibinin üst üste sunduğu yardım teklifleriyle Liesi kendini bir anda o kafede çalışır ve kafe sahibinin kiralık evlerinden birinde yaşar buluvermiş.

Seyahat Dostlukları 2: Sörf ve Pasta Santa Teresa, Kosta Rika

Blue Bay Cafe

Seyahat Dostlukları 2: Sörf ve Pasta Santa Teresa, Kosta Rika

Blue Bay Cafe’nin Manzarası

Ah işte harika bir hikaye değil mi?  Tam bir neye niyet, neye kısmet, hikayesi. Çok sevdiğin bir şeylerin olması, bunları ifade etmen, dile getirmen, seni sevenlerin de senin hakkında bunu bilmesi, evrenin tüm gücüyle seni sevdiğin şeylere kavuşturmak için çaba harcaması. Tabii sen de seçeneklere açıksan, işte kapılar böyle önünde açılıveriyor ve sen de seni gerçekten mutlu eden bir yaşam stiline planlamadan kavuşuyorsun.

Artık Liesi o treyler kafenin işletmecisi ve adını Blue Bay Cafe koymuş. https://www.facebook.com/bluebaycafe22sandyacres/

Blue Bay Cafe

Seyahat Dostlukları 2: Sörf ve Pasta Santa Teresa, Kosta Rika

2018 Mart ayında İngiltere’de normalin üzerinde kar yağışı olmuş. Liesi Kosta Rika dönüşü şortuyla kafeye uğrarken!

Yılda 10 ay kafesinin başında, uzun saatlerce çalışıyor. Ama o kadar tatlı bir hayat kurmuş ki kendine hayranlıkla dinledim ve izledim kendisini. Dediğim gibi Mart’tan Ocak’a kadar haftada altı gün sanırım Blue Bay Cafe açık. Sabahları önce bir arkadaşıyla koşan Liesi sonra kendi plajında sörf yapıyor. Sanırım sabah 7’ye kadar tüm spor faaliyetlerini tamamlıyor. Sonra saat 10’a kadar kafede satacağı kekleri kendi elleriyle yapıyor. Kafe kapanana kadar her gün 10-12 saat işinin başında diğer çalışanlarıyla birlikte koşturuyor.  Noel’den sonra da kafeyi kapatıyor, Avusturya’da ailesini ziyaret ediyor ve sonra iki ay (Ocak- Şubat) dünyanın tropik diyarlarından birinde sörf yapmak üzere bir nevi kampa giriyor.

İşte Liesi ile Şubat 2018’de, Kosta Rika’nın pasifik tarafındaki Nicoya yarımadasının, Santa Teresa sahilinde bu vesileyle tanıştık. O kendi kendine verdiği yıllık iznini sörf yaparak geçirmek için, ikinci kere Santa Teresa’ya ve kaldığımız hostel Casa Zen’e gelmiş. Daha önceki yıllarda Nikaragua, Meksika ve uzakdoğuda muhtelif sörf yerlerine gitmiş. Tesadüf bu yıl burada yollarımız kesişti.

Blue Bay Cafe Pastaları

Sörf Aşkına

Ahbap olduktan sonra, sabahları 5’te kalkıp sörfe giden Liesi’ye iki sabah ben de katıldım. Birinde board kiralayıp kendi kendime pratik yapayım dedim ve bir saat içinde sol bacağımı feci bir şekilde morartıp boardumu sürükleyerek  geri döndüm.  İkinci sabah ise blogger kimliğimde fotoğraf çekmek için gidip boardumu geride bıraktım.

Her iki gün de Liesi’nin heyecanı ve mutluluğu bulaştı bana. Kesin sudan karaya geçiş evrimini biz standart homo sapienlerden farklı bir şekilde yapmış olmalı Liesi. Boardunu ayak bileğine bağlayıp, suya girip, ilk dalganın göbeğine dalıp bütün vücudu suyun içinde süzüldüğünde kendini tamamlanmış hissediyormuş. 12 ay, hemen her gün, bir şekilde, dünyanın sıcak ya da soğuk bir denizinde, bir okyanusunda sörf yapınca, o dalgaların üzerinde durup, ‘Hazreti Su’ya sevgi, saygı, hürmet ile birlikte inadını da sununca mutlu olan biri yani. Ama ne aşk bu. Ve ne kadar da harika sonuçları olan bir aşk bu. Tanışma, gözlemleme şansım olan tüm sörfçülerde fark ettiğim ortak özellik, inanılmaz sağlıklı vücutları, genel olarak sakin mizaçları, dalgaları en iyi zamanda yakalamak için erkenden yatıp erkenden kalkmaya üşenmemeleri ve sahilden dalgalara bakarken yüzlerindeki ciddi ifade  oldu. Benzetme yapmam gerekirse, sanki bir teknik direktörün karşı takımın oyununu inceleyip, analiz edip ona göre oyun kurması bakışına benziyor diyebilirim.

Seyahat Dostlukları 2: Sörf ve Pasta Santa Teresa, Kosta Rika

Liesi dalgaları, gözleri ve düşüncesiyle altederken

Liesi sahilde son streçlerini yapıp, boardunu eline alıp uzaktaki dalgalara bakarak okyanusa girerken anladım ki bir daha dünyanın bir ucunda böyle uzunca bir seyahat yapma imkanım olursa kesinlikle bir amaç, bir hobi, kendime eklemek, katmak istediğim bir beceri, ya da kendimi geliştirmek için konsantre olmak istediğim bir konu seçmeliyim. Hatırlarsınız önceki yazımda bahsettiğim Seyahat Dostum Arnika da benzer bir amacı seyahatiyle birleştirmiş ve yoga eğitmenliği kursu için Kosta Rika’ya gelmişti.

Hepimiz Birimiz, Birimiz Hepimiz İçin

Yaşam kesinlikle böyle olmalı, böyle gelişmeli. Her zaman bir amaç, bir hedef, kendimize yapacağımız bir yatırımımız olmalı. O zaman bu seyahatler sevmediğimiz bir yaşam halinden bir süreliğine kaçmak yerine uzun dönemde ve büyük resme bakınca bize katkısı olacak puzzle parçaları olmalı. Küçük parçaların her biri, büyük ve ana resmi beslemeli. Yapmayı seçtiğimiz her aktivitenin de ortak bir bilinci olmalı sanki: Bilincimizdeki her düşünce baloncuğu, bedenimizdeki her hücre ‘Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için!’ demeli. Bilmiyorum siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Şu günlerde kendimi biraz kayıp, biraz amaçsız bulduğum için olsa gerek başkalarında bu yaklaşımı ve pratiği görmek beni çok heyecanlandırdı ve heveslendirdi.

sabahin köründe Santa Teresa’da dalgalar

İste Senin de Olsun

Hepimize istediğimiz ve sevdiğimiz aktivitelerle dolu bir yaşam diliyorum. Aynı Liesi gibi. Ne istediğimizi bilelim, onu dillendirelim, hayatımız yaşamak istediğimiz şekliyle bizim önümüze gelsin, adeta bir tepside en iyi haliyle sunuluverilsin bize. İsteyenin bir, vermeyenin iki yüzü kara 🙂

Sabahın köründe Petek selfie stick ile poz vermeye çalışırken

Live Love Thank. Yaşa Sev Şükret çünkü biri olmadan diğeri olamıyor.

Santa Teresa plajının sabah dingin güzelliği