Bayramda kendi şehriniz kalacaksanız ve tatile gidemeyeceğiniz için biraz canınız sıkkınsa size güzel bir haberim var! Bayramda kendi şehrinizi turist olarak gezebilirsiniz! İnsanlar yaşadığınız şehiri görmek için binlerce km. uzaktan geliyorsa, bir bildikleri vardır elbet:) Bayramda siz de yaşadığınız şehire gelmiş bir turist gibi davranın. Yaşadığınız şehirde gezmediğiniz bir semte, görmediğiniz bir tarihi esere veya gitmediğiniz bir festivale gidin.
Bayramda Kendi Şehrinde Turist Olmanın 7 Yolu
1- Şehrinizin turist rehber kitapçığını alın
Daha önce gezmediğiniz veya uzun zamandır gitmediğiniz yerleri işaretleyin ve kendinize bir gezilecek yerler listesi çıkarın. Çoğu insan evinin yakınındaki muazzam tarihi eseri hiç gezmemiştir. Yakınımızdaki veya sahip olduğumuz şeylerin kıymetini bilmek lazım. Topkapı Sarayı‘nı herhalde en son 15 yıl önce gezmişimdir! Galata Kulesine ise çok sıra var diye hala çıkmadım! İnsanlar buraları görmek için Japonya’dan geliyor! Ailem Konyalı, yıllardır giderim ama Konya’da Çatalhöyük‘e giden bir kişi ile daha tanışmadım. İtiraf edeyim ben de henüz gitmedim. Bunlar hep kıymet bilmemekten 🙂
Eğer turist rehber kitapçığı alma imkanınız yoksa Foursquare veya TripAdviser gibi uygulamaları da şehirinizde gezilecek yerler bulmak için kullanabilirsiniz.
2- Toplu taşımaya yaratıcılık katın
Hiç kullanmadığınız bir vapur hattına binip gittiği yeri keşfedebilir, şehir turu yapan otobüslere atlayabilirsiniz. Belki de bu bayramda şehrinizdeki o hiç binmediğiniz teleferiğe binebilirsiniz.
Eminönü – Rumeli Kavağı Boğaz Hattı
Yeni açılan boğaz hatlarında Eminönü-Rumelikavağı hattını geçen hafta denedik. İstanbul’dan 3 tl’ye bu kadar büyük keyif almak muhteşemdi. Eminönü‘nden kalkan tekneler, Beşiktaş, Arnavutköy, İstinye, Sarıyer üzerinden Rumeli Kavağı‘na gidiyor. Biz Sarıyer’de inip, fotoğraf çekerek deniz kenarındaki yoldan yürüyerek Rumeli Kavağı‘na ulaştık. Yol boyunca boğazın bu günlerde aldığı turkuaz rengine doyduk.
Rumeli Kavağı çok sakin, küçük ve hoş bir balıkçı köyü. İskelenin yanındaki Rumeli Kavağı Spor Kulübü deniz manzarası ve güleryüzlü çalışanları ile İstanbul’da olduğunuzu unutturacak. Üstelik fiyatları da çok makül. 6 tl’ye yediğimiz sigara böreğine doyamadık.
Kanlıca
Bir boğaz klasiği de Kanlıca’da yoğurt yemek. Kanlıca’ya gitmek için Uzun Boğaz Turu‘nu kullanabilirsiniz. Bu bahaneyle tüm boğazı da gezebilirsiniz.
Siz de şehrinizdeki hiç binmediğiniz toplu taşıma araçlarına binip, hiç bilmediğiniz semtlere gidebilirsiniz. Belki de oralarda bir yerde keşfedeceğiniz güzel bir değer, bir lezzet vardır. Kanlıca yoğurdu gibi. Kim bilir…
3- Aile ziyareti yaparken gittiğiniz semti keşfedin
Ziyaretine gideceğiniz sevdiklerinizin yaşadığı bölgeyi önceden araştırın. Oralardaki ünlü bir mekan, dükkan, park, tarihi eser, doğa ya da şehir manzarası var mı öğrenin. Bayramlık kıyafet ve şık ayakkabınızı giyin ama sırt çantanıza da spor ayakkabınızı ve koton bir t-shirt atmayı ihmal etmeyin. Seçeneklere her zaman açık olun. Belki harika bir yürüyüş yapma, harika bir tatlı yeme, bundan sonra müdavimi olacağınız yeni bir mekan bulma şansınız olur. Belki de ziyarete gittiğiniz amcanızın, teyzenizin harika bir tavsiyesi olacaktır! İnsanlara buralarda görülmesi gereken yerler var mı? diye sormaktan çekinmeyin.
4- Başkasının tur rehberi olun
Şehrinizi gezmeye gelmiş bir arkadaşınızın tur rehberi olabilirsiniz. Ben bir keresinde yeni tanıştığım iki turiste İstanbul’da denize girmeleri için Kınalıada’ya götürmüştüm. Muhtemelen benim de Kınalıada’yı ilk ziyaretimdi:)
Couchsurfing websitesinde şehrinizi gezdirecek birini arayan turistlerle tanışmanız mümkün.
5- Yeni bir aktivite deneyin
Normal rutininizde yapmadığınız aktiviteleri deneyebilirsiniz. Bir kayık kiralayabilir, balık tutmayı deneyebilirsiniz. Bisiklet sürmeyeli uzun zaman mı oldu? Bir bisiklet kiralayın, bakalım nasıl bir hismiş? Farklı bir aktivite denemek hem eğlencelidir hem de yeni tutkular keşfedebilirsiniz. Bakmışsınız bundan sonra işe bisikletle gitmeye başlarsınız.
Korku evi oyunlarını hiç denediniz mi? Size yakın olanları internetten bulabilirsiniz. Bir tanesinin linkini veriyorum. Denemesi sizden.
6- Kafanızda bir yer belirleyin ve oraya yürüyün
Bu nasıl bir fikir demeyin. Merak ettiğiniz ve hiç gitmediğiniz yeni açılan bir kafe belirleyin, sonra oraya normalde yürümediğiniz yollardan yürüyerek gidin. Oradan da o meşhur kuru fasulyeciye farkı bir yoldan yürüyerek gidin. Yeni sokaklarda yürümek algınızı açacak, belki hiç görmediğiniz güzel evler göreceksiniz. Eminim ki arabanızdan, taksiden ya da toplu taşımadan inip yürümek size çevrenizi tanıma fırsatı verecek, vücudunuz da egzersize doyacak.
Ben de hafta sonları İstanbul’da kafamda belirlediğim yerlere yürüyerek gitmeyi ve fotoğraf çekmeyi severim. Günlerin çoğunu ev-iş arasında geçirirken yaşadığımız şehiri ne kadar tanıyabiliyoruz acaba?
7- Şehrinizde yapmak istediğiniz şeylerin listesini yapın
Ecnebiler Bucket list diyor. Yani ölmeden önce yapmak istediğiniz şeylerin listesi. Siz de kendi şehrinizin ve çevresinin Bucket List’ini yapın. Neden mi? Çünkü ancak planladığınız hayalleri gerçekleştirebiliriz.
Eğer bu yönde motivasyon isterseniz hürmeten önünde eğildiğimiz Jack Nicholson ve Morgan Freeman’a saygı duruşunda bulunup, ünlü film ‘The Bucket List’i bir daha izleyin.
Geçenlerde düşündüm, gökyüzünde gümüş bir tepsi gibi parlayan dolunayı bundan sonra kaç kez görebileceğiz? 30 kere? 40 kere? Ya da 50 kere mi? Orada olduklarından emin olduğumuz şeylerin sonsuza kadar bizi bekleyeceğini sanırız. Bu bir yanılsamadır. Onların varlığını dikkate almazsak, onların sunduklarının tadını çıkartıp, onlara teşekkürlerimiz sunmazsak, onlar orada olmaya devam edebilirler ama onları hayatımıza dahil etmediğimiz sürece bizim kaybımız olur.
Bu bayramda kafanızda hasır şapka, boynunuzda fotoğraf makinesi, yüzünüzde gülümseme kendi şehrinizde turistsiniz.
Kendi şehrinizdeki turist maceralarınızı aşağıdaki yorumlara yazmayı unutmayın. Hepinize iyi bayramlar!
Siz de fikrinizi belirtin