Selam Dünya! Yapmak istediğiniz, yapmanız gereken ama bir türlü yapamadığınız işler ve sorumluluklar oldu mu hiç?
Akıl ve beden sağlığınız için, bugününüz hatta yarınınız için elzem olduğunu bildiğiniz ama bir tülü elinizin gitmediği işler?
Olumlu bir yaşam tarzı değişikliği isteği. Aklını başına toplama hedefi.
Kendi kendinize “Tamam artık bu kadar gevşeklik yeter artık yeni bir plan yapma ve uygulama zamanı!” dediğiniz ama gerisini getiremediğiniz yüzleşmeler.
İşte tam onların göbeğindeyim
Fresh Off the Boat
Zaman hızla ilerliyor. Toronto’ya geliş tarihim dün değil artık. İşte her geçen gün yeni sorumluluklar vermek istiyorlar bana. Ve ben bir yıl dolsa da başka işe geçsem diye düşünüyorum. Evet gemiden iner inmez (fresh off the boat – İngilizcede Amerika kıtasına yeni gelen göçmenlerle ilgili kullanılan bir ifadedir) bu işe girmem müthiş bir fırsattı. Hala kiramı ödeyip karnımı doyuruyor. Toronto’da ayakta kalmamın en büyük destekçisi.
Ergen Bunalımları
Mamamih, işte her gün beyin ölümü yaşıyor gibiyim. Yaptığım işler o kadar tekrara dayalı ve sıkıcı ki, etraftaki gürültü basit gibi görünen işleri bile yapmamı o kadar yavaşlatıyor ki, saatlerce masada oturup, firmanın ve müşterilerinin devamlılığı için gerekli evrak işlerini yaparken kendimden bir şeyler kaybettiğimi hissediyorum.
Bu tür işlerde, aslında düzelteyim kendimi, her hangi bir işte çalışmak beyninizi ve vücudunuzu başkalarına kiralamak değil mi? Peki cümleyi tersinden kurgulasak: ‘Beynini ve vücudunu başkalarına kiralayarak para kazananlara ne denir?’ diye sorsam, cevabınızın ne olduğunu doğru tahmin edebilir miyim acaba?
Ekleyecek başka bir şeyim yok Sayın Yargıç!
Neyse böyle ‘çalışmak ya da çalışmamak, işte bütün mevzu bu’ gibi varoluşçu daralmalarda debelenirken, Türkiye’deki son ki yılımda neredeyse tamamen işsiz olduğumu kendime hatırlatıp, Kanada’ya gelirken tek hayalimin sabah gidip akşam gelebileceğim basit bir işim olmasını dilediğimi de kayıtlara geçmenizi arz ederim.
Ama işte insanoğlu, insankızı, alışan, değişen, hep daha fazlasını isteyen tatminsiz hayvan.
Şimdi isteğim daha zevk alarak, bunca yılda edindiğim tecrübe ve yeteneği konuşturabileceğim ve ideali bana daha çok para kazandıracak bir işe girmek. Bunu nasıl başarırım? En basitinden CVmi (Kanada’da resume ifadesi tercih ediliyor CV yerine, aklınızda olsun) güncelleyerek LinkedIn’e girerek? İş ilanlarına bakarak falan, değil mi? Bunun ne kadarını yaptım? Hiç.
Bir kere daha ekleyecek başka bir şeyim yok Sayın Yargıç!
TED Talks
Hayatımda benzer yol tıkanıklarıyla karşılaştığım zamanlarda başvurduğum yardım kanallarını devreye sokmaya başladım. Motivasyonla ilgili TED Talks’ları bulmak gibi. Buyrun bir tanesi burada. Henüz izlemedim ama harika görünüyorlar! Eminim bir noktada işe yarayacaktır!!
Yani özetle, içimdeki direnç çok güçlü bir şekilde yapmak istediklerimi yapmama engel olmaya devam ediyor. Ben de bu asiyi neredeyse gururla destekleyip, ‘Hadi koçum, yelkenleri indirme o azimli kadına! İki arada sıkışmışlığın, çözümsüzlük hissinin keyfini sür!’ diyorum. Allah’ım nedir bu çatışma? Sanki bölünmüş kişilik problemim var!
Size de olur mu bazen bu haller?
Ah sizi de bu haller mi mahveder?
Lütfen yorum olarak yazın. Birbirimize destek olalım.
Bütün bu daralmalar arasında Toronto’da havaların düzelmesi ise zamanlama olarak en iyi gelişme oldu.
Isınan havanın gazıyla CV’mi güncellemek yerine, saçımı kestirdim, boyattım, yeni ayakkabı aldım ve dün gece yazımı yazacağıma arkadaşımın son dakika davetini reddetmeyip Baseball maçına gittim 🙂 Bu yüzden sabah 5’te kalktım ve yazıyorum.
Bu da güzel bir şey değil mi? Zaten hepsini sizin için yapıyorum LiveLoveThank ailesi! Kolektif Kuzey Amerika tecrübemizi geliştirmek için baseball maçına gitmesek olmazdı, değil mi?
İşte bu hafta da böyle. Sizleri, kırkını geçmiş bir kadının ergen bunalımları ile baş başa bırakıyorum.
Siz de dökün içinizi, incilerinizi bakalım! Birlikte üstesinden gelelim bu hallerin!
Live Love Thank. Yaşa Sev Şükret çünkü biri olmadan diğeri olamıyor!
Selam!!!!!
Olmaz mı? Daha bu sabah yatakta ”Bütün bunlar ne için?? her şey yalan, kandırmaca, hiç bir şey daha iyi olmayacak” derken buldum kendimi. Baskısı yok ama Talane Miedaner isimli bir yaşam koçunun harika bir kitabını okudum (blogda olacak bugün yarın) , onun gazıyla epey bir şeyler yaptım bu aralar..İşte ne bileyim, insanoğlu..
Ya, inanmıyorum, Türkçe çıktı bu tED konuşması. Şoktayım, çok teşekkürler.
Ayakkabılar?? (şaşkın yüz)
Yorumun için teşekkürler Elif! Ben de meditasyon yapmaya başladım. Umarım devam edebileceğim. 21 gün peşpeşe yapmadan hiç bir şey alışkanlık olmuyor biliyorsun. Bu yüzden üç hafta sebat etmem gerekiyor. Gelişmelerden haberdar ederim! Ben de yazını merakla bekleyeceğim 🙂
Ayakkabıları ben de merak ettim doğrusu, saat farkından çok sık konuşamıyoruz istesek de…
Banada surekli oluyor aynen yazdigin gibi ruh ve bedeni kiralamak dogru benzetme. Hic bir seyi ertelememeli. Ayakkabilara bayildim hangisini aldin… Saçinida gorelimmm..
Seni cok seviyoruzzzz
Karmeciğim ayakkabıları da saçımı da çok yakında yayınlayacağım. Biraz inişteydim bu hafta, meditasyon, spor ve yazı yazarak kendimi toparlıyorum. Havalar da yağmurlu ve soğuk geçti. İlk güneşli günde foto çekip paylaşıyorum 🙂
Merhabalar, duygularınızı açıkça ne guzel ifade etmişsiniz. Ben de yakında başlayacağım insallah blog yazmaya.. Size bir soru sormak istiyorum. Neden Ottowa değil Toronto’ya yerleştiniz? Biz 2 çocugumuzla Kanada’ya yerleşmeyi planlıyoruz ama Ottowa düşünüyoruz. Nasıl sizce?
Petekcim, bu post u gecikmeli okudum. Kisir dongunun sebebi bilincalti. Mutlu olmaktansa hakli olmayi tercih ediyor. O yuzden bazi seylere tas koyuyor, ilerlemeyi durduruyor. Joseph Murphy nin The Power of the Subconscious Mind i o kadar tavsiye ettiler ki ben de siparis verdim. Aklinda olsun….