Kanada hikayem biraz uzun, biraz da karışık demiştim ya, buyrun size Kanada’daki ilk perdemden bir sahne sunuyorum. 14 yıl önce, dile kolay 14 yıl önce, Kanada’da yaşayan Türkiyeli bir kadın olarak böyle düşüncelerim, böyle imkanlarım, böyle bir anlatım dilim varmış.
Bakalım ne düşüneceksiniz.
Sıla / Eclipse
Sıla (Eclipse) adlı film 2004 yılında Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivalinde gösterilmiş, aynı yıl Köyceğiz Film Festivalinde küçük bir ödül almıştı.
Hayat nerden nereye gidiyor? Geri dönüşler, geri görüşler katarsis mi yapar? Nostaljik mi kalır? İnsanın kendini anlatma çabası iz bırakmak için midir? Kendine kendini hatırlatmak için mi?
Filmdeki o kız bir yıl sonra İstanbul’a geri dönüş yapar. Orada ev, yaşam kurar kendine. harika işler yapar, işler kurar. Yeni arkadaşlar edinir. Hep ‘Kanadalı’ diye dalga geçilse de artık kendini Türkiye’ye ait hisseder. Aşık olur. Evlenir. Birlikte çok güzel bir eve taşınırlar. Herşey rüya gibidir. İş, eş, dost, seyahatler, muhabbetler, harika.
Sonra bir şeyler ters gider. İşsizlik başlar. Her yere bir mutsuzluk, bir umutsuzluk sinmiştir. Kaybolmuşluk hissi yeniden kadının aklına girer. Kendine iyi bir gelecek göremez olduğu yerde. 11 yıl yaşadığı, diğer vatanı aklına gelir. Orada da iyi bir işi vardı. Geleceği vardı. Aradan 12 yıl geçse de onu hala unutmayan, seven dostları vardı. Eşiyle birlikte Kanada’da yeni bir hayat kurabilirlerdi. Çok geç değildi. Şimdi denemezse, bu şansını bir daha hiç değerlendirebilir miydi? İnsan yaş aldıkça, oturduğu yere daha çok alışıyor, daha çok gömülüyor. Rahat olmasa da oradan kalkması daha zor oluyor. İşte bu yüzden denemesi gerekiyordu. Başta tek başına Toronto’ya geri dönüp, iş bulup, ev tutup, kendini yeniden bir Kanada vatandaşı olarak kabul ettirmesi gerekiyordu. Ancak böylece eşini de yanına getirebilirdi.
Hikayenin gerisini biliyorsunuz zaten.
Her hafta sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz..
Bakalım Kanada’da ikinci, hayatta üçüncü perde nasıl devam edecek? Leylalar, Mecnunlar tekrar kavuşabilecek mi? Aidiyet hissi yeniden bulunabilecek mi?
Denemeden, şans vermeden asla bilemeyiz değil mi?
Live Love Thank. Yaşa Sev Şükret çünkü biri olmadan diğerleri olamıyor.
Siz de fikrinizi belirtin